Fikret Usta Kimdir?

1986 yılında Erzurum’un havası sert, insanı mert olan Horasan ilçesinde doğan, 7 kardeşin 6. numarası olan Fikret Gül, 1993 yılında Horasan da abileri ile birlikte küçük bir kader lokantasını kurdu. Daha o zaman çok küçük yaştaydı. İlk deneyimleri bulaşıkçılık ile başladı. ve bu mesleğinin temeli de bulaşıkçılıktan gelmektedir. Yaklaşık 4 yıl kader lokantasını işlettiler. O zamanlar mesleğe de en büyük ağabeyi Samih Gül hakimdi. Onun askerlik durumu çıkınca hem yaşlarının küçüklüğünden hemde mesleği tam bilmediklerinden dolayı zarar edip bu dükkanı kapatmak zorunda kaldılar.

İSTANBUL’A YOLCULUK

Fikret Gül İstanbul ile 10 yaşında iken tanışıyor. Aslında onun hikayesi de benzerleri gibi bir fakirlik ve yokluk hikayesi. Daha ufacıkken 5 kardeşi ile ev kirasını daha karşılayabilmek için pazarlarda limon, sofra bezi vs. satmaya başlar. Bu da yetmez.. gündüz okula, gece bir işkembe salonunda günde 3 saat uyku ile çalışmaya başlar.. bir süre sonra ailesinin paraya ihtiyacı olduğu için gündüzleri gittiği okulunu da bırakmak zorunda kalıyor. gündüz kebapçı da, gece de işkembe salonunda çalışmaya başlar.

HAYAT İŞTE BU..

Bedeninden feragat etmeyen hiçbir yere varamaz.. Bu şiar la gece gündüz çalışmaya devam etti..

NOKTA TESİSLERİ

1996 yılında arnavutköy de bir lokantada garson ve kebap ustası olarak çalışmaya başladılar. Fikret Gül burada çıraklık yapıp ailesine yardımcı olmaya çalışıyordu. Abileri ile birlikte restorancılığa girişleri de bu yıllarda oluyor. Bazı insanlar daha ufacıkken uzun yıllar sonrasının hayalini kurar ya, Fikret Gül ve kardeşleri de onlardan işte.. Yaşına başına bakmadan abilerine ve kardeşlerine “bir gün bizde kendi işimizi yapacağız” diyordu.

ve sonunda çalıştıkları lokantayı devralan Fikret Gül ve kardeşleri Lokantanın adını Horasandaki kader lokantamızdan sonra kaderimizin son noktası olan “Nokta Tesisleri” koymaya karar verir..

2002 yılında bu serüven başlar..

Artık çıraklık safhasını geçen Fikret Gül, askere gitmeden önce başladığı kariyerine askerden sonra da devam eder 2006 yılında kebapcılıktan artık yavaştan restorancılığa dönüş fikri abileri ve onun aklında canlanmaya başlar.

Nokta Tesisleri markasından sonra yeni bir marka olan Köfteci Kara yı açmaya karar verirler. Arkasından Gülmahal Sosyal Tesislerini, Karaburger, Lapi ve Döneros gibi birçok markayı Güldaş çatısı altında devam ettirmeye başlarlar.

İSTANBUL YENİ HAVALİMANINA EN YAKIN RESTAURANT

İstanbul Arnavutköy de bulunan yeni havalimanı açılınca burada da kendi restaurantlarını açmak istediğini anlatan Fikret Gül,”2018 yılında İstanbul Yeni Havalimanı’ın hemen yanıbaşında bulunan “Etzade Restaurant ve Anadolu Lezzetleri” adında bir restaurant açtılar. Daha sonra bu restoranı açmamız ile birlikte hızla büyüyen bir marka haline geldik ve insanlar franchise’lar istemeye başladı. Fikret Gül ve abileri hep kurumsallığa çalışıyorlardı. Kendi markalarımıza yöneleceğiz diyorlardı ve “Etzade Fikret Usta” ismiyle Arnavutköy’ün en büyük restoranı açmak nasip oldu” diyor.

Son iki senedir gece gündüz işinin başında olduğunu söyleyen Fikret Usta, Hafta sonları 3 bin kişiye kadar müşteriyi ağırlayabildiklerini ifade ediyor ve toplamda 70 personeli ile hizmet verdiklerini belirtiyor.

Şu anda hayallerinin ötesinde bir yerde olduğunu ve artık bakış açısının değiştiğini anlatan Fikret Usta, “Bu kebapçılık mesleği çok güzel bir meslek oldu ve yurt dışında da adımlarımızı buna göre atacağız.” diyor

EN AZ 20 SAAT ÇALIŞIYORUM

Yeme içme işi yapan herkesin altını çizdiği gibi Fikret Usta da işin başında olmanın ve çok çalışmanın gereğine vurgu yapıyor;

“Bu iş gerçekten çalışmayı fazla gerektiriyor. Ben gece gündüz burada duruyorum. Bir de tanındığım için insanlar beni burada görmek istiyor. 24 saatin 20 saati çalışıyorum. Haftada nadiren benim birkaç saat dinlendiğim olur. Çok emek vermek gerekiyor.” Bizim işimiz insanları sosyalleştirmek diyor.

HİÇ GOCUNMAM, SIFIRDAN BAŞLARIM

Bugün her şeyimi kaybetsem, Yarın yeniden bu işi yaparım. Sıfırdan başlarım, hiç de gocunmam. Kendimi en rahat hissettiğim yer o tezgahın başı. bir yandan içten içe söylüyorum, benim tek mutlu olduğum yer Tezgahın başı. Bugün hiçbir şey olmasa benim yeniden başlayacağım yer orası. Ben dünyaya bu mesleği yapmak için gelmişim, çok da seviyorum. Yine bu işi yaparım.” diyor.